İsrail–İran Savaşı: Derinleşen Çatışmanın Kökleri, Seyri ve Gelecek Senaryoları
1. Giriş: Doğrudan Çatışmanın Eşiği
2025 yılının ortalarında Ortadoğu’da uzun zamandır gölgede süren rekabet, artık açık bir savaşa dönüşmüştür. 13 Haziran sabahı İsrail Hava Kuvvetleri’nin “Operation Rising Lion” (Yükselen Aslan Operasyonu) adıyla İran’ın nükleer ve askeri altyapısına yönelik başlattığı büyük ölçekli hava saldırısı, iki ülkeyi yarım yüzyıla uzanan bir düşmanlığın en görünür evresine taşımıştır. Bu müdahale, bir yandan İsrail’in kendi güvenliğini ve bekasını koruma kararlılığını yansıtırken, diğer yandan bölgedeki güç dengelerini, enerji piyasalarını ve uluslararası diplomatik ilişkileri derinden sarsmıştır.
2. Tarihsel Arka Plan: Yarım Asırlık Rekabetin Anatomisi
-
1979 Devrimi ve İdeolojik Yarılma: İran İslam Cumhuriyeti’nin kuruluşu, iki ülke arasında ideolojik bir uçurum açtı. Yeni rejim, İsrail’i Ortadoğu’daki işgalci güç olarak tanımladı ve bu söylem, başta Lübnan’daki Hizbullah ile Filistin’deki Hamas olmak üzere vekil gruplara nüfuz sağlama politikasını besledi.
-
Gölge Savaş Araçları: 2000’lerin başından itibaren suikastler, sabotaj kampanyaları ve siber saldırılar iki aktörün dolaylı çatışma metotları haline geldi. Natanz nükleer tesisine yönelik “Stuxnet” virüsü saldırısı, bu mücadelenin küresel olarak duyulan ilk yankılarındandı. Ardından gelen bir dizi kayıpsız suikast ve istihbarat operasyonu, İran’ın nükleer altyapısını yavaşlatma çabasıyla eş zamanlı yürüdü.
-
Nükleer Müzakerelerin Yol Ayrımı: 2015 İran Nükleer Anlaşması (JCPOA), bir süreliğine nükleer gerilimi düşürdü. Ancak 2018’de ABD’nin anlaşmadan çekilmesi ve İran’ın zenginleştirme kapasitesini hızlıca artırması, yeniden yükselen tansiyonun fitilini ateşledi. İsrail yönetimi, İran’ın kısa sürede nükleer silah geliştirmeye yakınlaşacağını savundu ve “önleyici darbe” kavramı masaya tekrar geldi.
3. Gerilimin Tırmanış Noktaları (2023–2025)
-
Ekim 2023 – Hamas’ın Saldırıları: Gazze’den düzenlenen büyük çaplı eylemler ve İran’dan gelen lojistik destek, İsrail’in Gazze’ye yönelik operasyonlarını yeniden şiddetlendirdi. Bu süreçte İran destekli Şii milislerin Suriye ve Irak sınırlarından yaptığı saldırılar, iki ülke arasındaki cephe hattını genişletti.
-
Nisan 2024 – “True Promise” Misillemesi: İran, Tel Aviv’e yönelik ilk doğrudan balistik füze ve drone dalgasını gerçekleştirdi. İsrail’in hava savunma bataryaları ağır hasar almadan saldırıyı püskürttü; ancak bu eylem, örtülü çatışmayı doğrudan yüz yüze çarpışmaya evirmeye adaydı.
-
2025 Başları – Kritik İstihbarat Zirveleri: İsrailli ve Batılı istihbarat kaynaklarının İran’ın gizli zenginleştirme tesisleriyle ilgili yeni kanıtları paylaşması, Tel Aviv’de “acil müdahale” planlarının hızlandırılmasına yol açtı. Mossad ajanlarının Tahran’da yürüttüğü sızma operasyonları, nükleer programın birkaç ay içinde silah kapasitesine ulaşacağına işaret etti.
4. Operation Rising Lion: Plan ve Uygulama
-
Sabahın İlk Saatleri: 13 Haziran sabahı gün ağarmadan başlayan harekât; beş dalga halinde, her biri 60–70 uçaktan oluşan bir görev gücüyle icra edildi. NATO standartlarında mühimmatlar, İran’ın kilit nükleer merkezleri Natanz, Fordow, Esfahan ve Arak’ın yanı sıra Kermanshah füze üretim tesisleri ve Tahran civarındaki komuta-kontrol merkezlerine yönlendirildi.
-
Hedef Odaklı Nokta Atışlar: Natanz tesislerinden birinin[t1] soğutma sistemleri ağır hasar aldı, Fordow’un yeraltı santrifüj hatlarından üçü devre dışı kaldı. Tahran yakınlarındaki bir karargâhta ise Devrim Muhafızları Ordusu’nun üst düzey komutanlarından biri suikastla etkisiz hâle getirildi.
-
Siber ve Fiziksel Koordinasyon: Aynı anlarda Mossad destekli siber saldırılarla İran’ın erken uyarı radarları geçici olarak körlendi; bunun sonucu olarak birçok yerel hava savunma bataryası hareketsiz kaldı. Bu karma operasyon, İsrail’in yıllardır geliştirdiği hibrit harp konseptinin bir tezahürü olarak görüldü.
5. İran’ın Cevabı: Üç Dalga Misilleme
-
İlk Dalga (13–14 Haziran): İran Devrim Muhafızları, Tel Aviv, Haifa, Rehovot ve Bat Yam üzerinden balistik füzeler ve kamikaze dronları fırlattı. İsrail’in Iron Dome ve David’s Sling savunma sistemleri, saldırıların yüzde 85-90’ını başarıyla engelledi; ancak bazı sivil yerleşim bölgelerinde enkaz ve yaralanmalar yaşandı.
-
İkinci Dalga (15 Haziran): Füzelerin isabet oranını artırmak için seyir füzelerine ağırlık verildi. İsrail’in hava savunma teknolojileri yine sınandı; kayıplar göreli olarak düşük kaldı, ancak psikolojik etki büyüktü.
-
Üçüncü Dalga (16 Haziran): İran, daha uzak menzilli füzeleri devreye sokarak stratejik derinliğini genişletti. Tel Aviv bölgesi birkaç kez alarma geçti; İsrailli yetkililer halkın sığınaklara çekilmesini istedi.
6. Bölgesel ve Küresel Yankılar
-
Amerika Birleşik Devletleri: Resmî Washington, İsrail’in “önleyici meşru müdafaa hakkı” vurgusuyla temkinli destek verdi. Ancak Kongre üyeleri arasında savaşın daha da genişleyebileceği endişesiyle itidal çağrıları yükseldi. ABD, bölgedeki askeri varlığını destekleyici unsurlar konuşlandırdı.
-
Avrupa Birliği: Brüksel, her iki tarafı da itidale davet eden açıklamalar yaptı. BM Güvenlik Konseyi’ne sunulan barış için hemen ateşkes önerisine Rusya ve Çin’den veto tehdidi geldi; müzakere kanalının tıkanması, krizin diplomatik çözümünü zorlaştırdı.
-
Arap Ülkeleri ve İran’ın Vekilleri: Suudi Arabistan ve BAE, kapalı kapılar ardında ateşkesi desteklerken; Yemen’de Husiler’den yeni saldırı sinyalleri geldi. Irak’taki Şii milis cepheleri de yüzde kaçırır misilleme olasılığını canlı tutuyor.
7. İnsanî ve Ekonomik Boyut
-
Sivil Kayıplar ve Göç: İsrail tarafında beşin üzerinde sivil yaşamını yitirirken, yüzün üzerinde kişi yaralandı. İran’da ise lojistik tesislerin vurulması, yakıt tedarikini aksatarak nakliye sektörünü felç etti; halk, petrol istasyonları önünde uzun kuyruklara mecbur kaldı.
-
Enerji Piyasaları: Ham petrol fiyatları yüzde 8–12 arasında artış gösterdi. Körfez ülkeleri, üretim artışına giderek arz dengesini korumaya çalıştı; risk primi yükseldi.
-
Finansal Etkiler: Tel Aviv Borsası üç gün üst üste değer kaybetti. İran riyali, dolar karşısında sert düştü ve faizler hızla yükseldi. Bölgesel sigorta primleri de zirve yaptı.
8. Olası Senaryolar ve Gelecek Beklentileri
-
Tırmanma Süreci: Vekil güçlerin çatışmaya daha aktif katılımı, savaşın Suriye, Irak veya Yemen’e uzanma riskini besliyor. Bu senaryoda küresel deniz yolları da tehdit altında kalabilir.
-
Kontrollü Patlama: Taraflar, karşılıklı caydırıcılık dengesi kurmak için düşük yoğunluklu saldırılarla titreyen ateşkesi koruyabilir. Bu yarı-soğuk durum, uzun süreli bir gerilim zeminine dönüşebilir.
-
Diplomatik Çıkış Arayışı: Arap Körfezi ülkelerinin ve Avrupa’nın arabuluculuk çabaları, ABD–İran müzakerelerini yeniden canlandırabilir. Yeni bir nükleer güvence sistemi ve bölgesel silahsızlanma mekanizmaları devreye girebilir.
9. Sonuç: Yeni Bir Dönem Başlıyor
İsrail–İran savaşı, yalnızca iki ülkenin değil, tüm Ortadoğu’nun ve küresel jeopolitik yapının seyri üzerinde belirleyici olacaktır. “Operation Rising Lion” vesilesiyle başlayan doğrudan çatışma, tarihsel rekabeti görünür kıldı ve bu görünürlük, aynı zamanda daha fazla uluslararası sorumluluk ve diplomatik inisiyatif gerektiriyor. Hem bölgesel aktörler hem de büyük güçler bu krizi tırmanmadan nasıl yönetebilecekleri sorusuna yanıt ararken, bugün atılacak adımlar yarının barış veya yeni bir yıkım hikâyesini şekillendirecektir.