DOLAR 39,5226 0.11%
EURO 45,5368 0.22%
ALTIN 4.309,240,21
BITCOIN 41408900.62089%
İstanbul
27°

AÇIK

SABAHA KALAN SÜRE

İran – İsrail Savaşı: 11 Günlük Genişletilmiş Kronoloji ve Kapsamlı Değerlendirme
  • Doğrucu Haber
  • Genel
  • İran – İsrail Savaşı: 11 Günlük Genişletilmiş Kronoloji ve Kapsamlı Değerlendirme

İran – İsrail Savaşı: 11 Günlük Genişletilmiş Kronoloji ve Kapsamlı Değerlendirme

ABONE OL
23 Haziran 2025 14:14
İran – İsrail Savaşı: 11 Günlük Genişletilmiş Kronoloji ve Kapsamlı Değerlendirme
0

BEĞENDİM

ABONE OL

İran – İsrail Savaşı: 11 Günlük Genişletilmiş Kronoloji ve Kapsamlı Değerlendirme

Savaşın Arka Planı

İran ve İsrail arasında on yıllardır süregelen örtülü düşmanlık, 2025 yılının Haziran ayında açık savaşa dönüştü. Bu süreç, sadece Ortadoğu değil, küresel dengeler açısından da büyük bir kırılma noktası olarak tarihe geçti. Her iki ülkenin de askeri kapasitesi, ideolojik motivasyonu ve bölgesel bağlantıları göz önüne alındığında, savaşın sadece iki devlet arasında kalmayacağı, bölgesel hatta küresel sonuçlar doğuracağı daha en başından açıktı.

İsrail, İran’ın nükleer faaliyetlerini uzun süredir tehdit olarak algılamaktaydı. İran ise İsrail’in bölgede izlediği politikaları ve özellikle Filistin’e yönelik askeri tutumunu kendi varlığına yönelmiş bir saldırı olarak görüyordu. Her iki taraf da defalarca doğrudan çatışmaya girmese de Suriye, Lübnan, Irak ve Gazze gibi sahalarda vekil güçler aracılığıyla birbirine karşı örtülü operasyonlar yürüttü. Ancak Haziran 2025’te başlayan bu savaş, önceki tüm gerginliklerden çok daha kapsamlı, kanlı ve doğrudan bir çatışmaya dönüştü.

1. Gün – 13 Haziran 2025: Savaş Başlıyor

Sabah saat 04:30 sularında İsrail Hava Kuvvetleri’ne bağlı F-35I Adir savaş uçakları, İran hava sahasına girerek eşzamanlı olarak üç ana hedefi vurdu: Natanz, Fordow ve İsfahan nükleer tesisleri. Bu tesisler, İran’ın uranyum zenginleştirme kapasitesinin büyük bölümünü barındırıyor ve olası bir nükleer silah geliştirme sürecinde kilit rol oynuyordu. Saldırı, İsrail’in uzun zamandır planladığı ve Mossad istihbarat biriminin sahadan topladığı bilgilerle desteklenen bir operasyondu.

Görgü tanıkları, Natanz çevresinde üç büyük patlama sesi duyulduğunu, geceyi gündüze çeviren parlaklıklar ve göğe yükselen dumanların bölge halkında büyük panik yarattığını bildirdi. İran devlet televizyonu ilk saatlerde saldırıyı doğrulamazken, sosyal medyada yayılan görüntüler doğrultusunda hükümetin bir açıklama yapması kaçınılmaz hale geldi. Öğlen saatlerinde İran Savunma Bakanlığı, saldırılarda en az 47 kişinin öldüğünü, yüzlerce kişinin yaralandığını ve bazı bölgelerde radyoaktif sızıntı riski doğduğunu duyurdu.

İsrail ise saldırıyı “önleyici savunma hamlesi” olarak tanımladı. Başbakan yaptığı açıklamada, “İsrail Devleti, kendi varlığına yönelen hiçbir tehdidi bekleyerek karşılamaz. Gerektiği yerde ilk adımı biz atarız” dedi. Bu açıklama, Tel Aviv’de halkın büyük kısmı tarafından desteklenirken, uluslararası kamuoyu karışık tepkiler verdi.

İran ise aynı gün akşam saatlerinde “intikamımız acı olacak” açıklamasıyla dünya kamuoyuna gözdağı verdi. Devrim Muhafızları Ordusu alarma geçirilirken, Tahran ve diğer büyük şehirlerde yüzbinlerce kişi sokaklara çıkarak ABD ve İsrail karşıtı sloganlar attı. Savaşın sadece teknik boyutuyla değil, halk psikolojisi ve ulusal kimlik açısından da büyük bir travmayı tetiklediği görülüyordu.

2. Gün – 14 Haziran 2025: İran’dan İlk Yanıt

İran, ilk günün şokunu atlatmasının ardından hızlı ve sert bir karşılık verdi. 14 Haziran sabahında, İsrail’in kuzeyindeki Kiryat Shmona, Safed ve Tiberias bölgelerine yönelik balistik füze saldırıları gerçekleştirildi. Toplamda 27 füzenin fırlatıldığı bildirildi. İsrail’in Demir Kubbe hava savunma sistemi bu füzelerin çoğunu engelledi ancak bazıları yerleşim yerlerine isabet etti. Bu saldırılarda 6 sivil hayatını kaybetti, 38 kişi ise yaralandı.

İran Savunma Bakanı yaptığı açıklamada, “Bu sadece bir uyarıydı. İsrail topraklarına yönelik misillememiz yeni başlıyor. Artık hiçbir yer güvenli değil” dedi. Bu açıklamanın ardından İsrail hükümeti olağanüstü hal ilan etti. Okullar, alışveriş merkezleri ve kamu binaları geçici olarak kapatıldı. Ülkenin dört bir yanında sığınaklar hazır hale getirildi. Sivil halkın hazırlıksız yakalanmaması için kamu bilgilendirme kampanyaları başlatıldı.

İran’ın bu ilk misillemesi sadece bir askeri karşılık değil, aynı zamanda bir mesaj niteliğindeydi. “İsrail yalnızca saldıran değil, artık savunmada olan bir ülke” algısı dünya medyasında yaygınlaştı. İran halkı ise hükümetin misillemesini coşkuyla karşıladı. Tahran’da yüz binlerce kişi ellerinde İran bayraklarıyla sokaklarda yürüyüş yaptı. Hükümete olan güven artarken, savaş söylemi ulusal bir seferberliğe dönüşmeye başladı.

3. Gün – 15 Haziran 2025: Karşılıklı Bombardıman

Üçüncü gün, savaşın kapsamının genişlemeye başladığı dönüm noktalarından biri oldu. İsrail, sadece İran’daki hedefleri değil, aynı zamanda Suriye ve Lübnan’daki İran yanlısı milis grupları da vurmaya başladı. Şam’ın güneyinde yer alan El-Kiswah bölgesindeki İran Devrim Muhafızları üssü ağır bombardıman altında kaldı. Buradaki saldırıların sonucunda 29 İran askeri hayatını kaybetti.

Aynı gün İran, İsrail’in güneyindeki Negev bölgesine ve askeri hava üslerine 40’tan fazla orta menzilli balistik füze gönderdi. Füzelerin bazıları Ramon Hava Üssü çevresine isabet etti. İsrail Savunma Kuvvetleri, saldırının ardından geniş çaplı karşılık operasyonları başlattı.

Bu karşılıklı bombardımanlar sırasında sivil kayıplar da hızla arttı. İsrail’de 14 sivil daha hayatını kaybederken, İran tarafında da nükleer tesislerin bulunduğu bölgelerdeki halkın büyük bölümünün tahliye edilemediği, dolayısıyla sivil zayiatın çok daha büyük olabileceği ifade edildi.

İsrail hükümeti üçüncü günün sonunda yaptığı açıklamada, savaşın sadece askeri bir mücadele değil, aynı zamanda “medeniyetler arası bir savunma” olduğunu söyledi. İran ise İsrail’in sivil hedefleri bilerek vurduğunu iddia etti. Sosyal medyada savaşın görüntüleri yayılırken, dünya kamuoyunun algısı taraflara göre değişkenlik gösterdi. ABD ve bazı Batılı ülkeler İsrail’e destek verirken, Latin Amerika, Çin ve bazı Avrupa ülkeleri tarafsız kalma ya da İran’a itidal çağrısı yapma yolunu seçti.

4. Gün – 16 Haziran 2025: Nükleer Tehdit Dili

Savaşın dördüncü gününde söylemler sertleşti, diplomatik zemin ise neredeyse tamamen ortadan kalktı. İran’ın dini lideri Ayetullah Hamaney, devlet televizyonuna verdiği demeçte, “Bu sadece İsrail’le değil, bütün İslam dünyasına açılmış bir haçlı savaşının devamıdır” ifadelerini kullandı. Açıklamaların ardından İran Meclisi olağanüstü toplandı. Milletvekilleri oybirliğiyle “direniş seferberliği” ilan etti.

İran Savunma Bakanlığı, Natanz ve Fordow’daki nükleer tesislerin hasar gördüğünü kabul etmekle birlikte, “nükleer programımız durmayacak, aksine hızlanacaktır” açıklamasında bulundu. Bu açıklama, uluslararası kamuoyunda İran’ın nükleer silah geliştirme yönünde ciddi bir adım atacağına dair endişeleri büyüttü.

İsrail tarafı ise İran’ın bu açıklamasını tehdit olarak algıladı. Başbakan Netanyahu, “İran rejimi nükleer silah sahibi olursa, bu sadece İsrail’in değil tüm insanlığın sonu olur” diyerek karşılık verdi. Aynı gün İsrail, İran’ın batısındaki Khorramabad’da yer alan bir balistik füze üssünü imha etti. Uydu görüntüleri, bölgedeki altyapının büyük ölçüde yok edildiğini ortaya koydu.

Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi toplantısı ise sonuçsuz kaldı. Rusya ve Çin’in veto tehdidi, olası bir ateşkes çağrısını engelledi. Savaş, daha da derinleşmeye başladı.

Iran-fuze-saldirisinin-ardindan-Israildeki-Weizmann-Enstitusu

İran füze saldırısının ardından İsrail’deki Weizmann Enstitüsü.

5. Gün17 Haziran 2025: ABD’nin Açık Desteği

Beşinci günün en büyük gelişmesi, Amerika Birleşik Devletleri’nin İsrail’e açık ve sınırsız destek açıklamasıydı. ABD Başkanı ulusa sesleniş konuşmasında, “İsrail’in kendini savunma hakkı kutsaldır. Biz onların yanında durmaya devam edeceğiz” dedi. Bu açıklamanın hemen ardından, Akdeniz’deki ABD uçak gemisi USS Eisenhower’ın Doğu Akdeniz’e kaydırıldığı duyuruldu.

İran ise Washington’un bu pozisyonunu “savaşın küreselleştirilmesi” olarak niteledi. Tahran, bölgedeki Amerikan üslerinin “hedef listesinde” olduğunu duyurdu. Aynı gün İsrail’in güneyinde, Beerşeba kentinde bir alışveriş merkezine isabet eden İran roketi 8 sivilin ölümüne neden oldu. İsrail Demir Kubbe sistemi etkinliğini korusa da doygunluk seviyesine yaklaştığı yönünde uyarılar yapılmaya başlandı.

İran’da ise propaganda kanalları “Amerika’ya ölüm” sloganlarıyla halkı sokağa çağırdı. Tahran’da yüzbinlerce kişi Cuma namazı sonrası ABD ve İsrail bayraklarını yakarak protesto yürüyüşü düzenledi.

6. Gün18 Haziran 2025: Hava Sahası Savaşı

Altıncı gün, savaşın gökyüzüne tamamen taşındığı bir gündü. İsrail, İran’ın kuzeybatısındaki hava savunma sistemlerini etkisiz hale getirmek için büyük bir elektronik harp operasyonu başlattı. GPS sinyalleri kesildi, radarlar körleştirildi. F-35 savaş uçakları, Zencan ve Tebriz’deki hava üslerini bombalayarak İran’ın hava savunma kabiliyetine büyük darbe vurdu.

İran karşılık olarak, Hürmüz Boğazı’ndan İsrail savaş gemilerine anti-gemi füzeleri fırlattı. İsrail’in bir korveti isabet aldı ancak batmadı. Bunun üzerine İsrail, Hürmüz Boğazı’nda İran’a ait küçük donanma unsurlarını hedef almaya başladı.

Siber savaş da aynı gün tırmandı. İranlı hacker grupları, İsrail bankalarının bazı sitelerini erişilemez hale getirdi. İsrail buna karşılık, İran devlet televizyonu IRIB’in yayınlarını kısa süreliğine kesti. Dijital savaş artık geleneksel savaşla paralel ilerliyordu.

7. Gün – 19 Haziran 2025: Bölgesel Yayılma

Yedinci gün, savaşın sadece İran ve İsrail arasında kalmayacağının göstergesi oldu. İran’ın Irak’taki müttefiki olan Haşdi Şabi milisleri, Erbil’deki İsrail konsolosluğuna bombalı saldırı düzenledi. Suriye’deki Hizbullah milisleri de Golan Tepeleri’ne 60’tan fazla roket gönderdi. İsrail, Suriye’deki Elbu Kemal ve Deyrizor’daki İran üslerine hava saldırısı düzenleyerek misilleme yaptı.

Aynı zamanda İran, Basra Körfezi’nde İsrail’e ait olduğu iddia edilen bir ticari tankeri durdurup el koydu. Bu durum, petrol taşıyan gemiler için büyük risk oluşturdu. Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri acil durum güvenlik protokollerini devreye soktu. Brent petrol fiyatı bir günde %18 yükseldi.

Dünya ticaret yolları tehdit altına girerken, Avrupa Birliği ilk kez resmi bir açıklamayla “ateşkese derhal dönülmelidir” çağrısında bulundu. Ancak sahadaki gelişmeler, bunun pek olası olmadığını gösterdi.

8. Gün – 20 Haziran 2025: Ekonomik Kriz Belirtileri

Savaşın sekizinci günü, cephe dışındaki dünyada ekonomik krizin hissedildiği gündü. Petrol ve doğalgaz fiyatları fırladı. Avrupa borsaları günü %6’ya yakın düşüşle kapattı. Küresel yatırımcılar altın ve kripto paralara yönelirken, ABD dolarına olan talep rekor seviyeye ulaştı.

İran’da ise ekonomik çöküş sinyalleri belirginleşti. Temel gıda ürünlerinde kıtlık başladı. Tahran ve Meşhed gibi büyük şehirlerde halk ekmek, pirinç ve tüp gaz kuyruklarında saatlerce beklemeye başladı. İran Merkez Bankası, para birimini stabilize etmekte zorlanırken, döviz kuru günde iki kez güncellenir hale geldi.

İsrail’de de savaşın maliyeti tartışılmaya başlandı. Ülke ekonomisi günde 600 milyon dolarlık zarara uğruyor, turizm ve teknoloji sektörleri tamamen durmuş durumdaydı. Devlet savaş bütçesini %25 artırdığını açıkladı.

9. Gün – 21 Haziran 2025: İsrail’in Kara Operasyonları

Dokuzuncu gün, İsrail’in İran’a karşı kara operasyonları başlattığı gün olarak kayıtlara geçti. Irak sınırındaki İran üsleri hedef alınırken, İsrail özel kuvvetleri Mahabad ve Urmiye gibi şehirlerin dış bölgelerinde sızma operasyonları gerçekleştirdi. İran’ın askeri lojistik hatları bu saldırılardan ciddi şekilde etkilendi.

İran, bu durumu bir işgal girişimi olarak tanımlayıp savunma pozisyonunu güçlendirdi. Aynı zamanda Hayfa Limanı’na 3 adet uzun menzilli füze gönderdi. Limanda büyük bir yangın çıktı, ticari faaliyetler tamamen durdu. İsrail Savunma Bakanlığı, saldırının “stratejik deniz ticaretine açık savaş ilanı” olduğunu söyledi.

10. Gün – 22 Haziran 2025: ABD Savaşta

ABD, onuncu gün doğrudan savaşa dahil oldu. “Operation Midnight Hammer” adı verilen hava operasyonuyla, İran’ın Fordow ve Natanz nükleer tesisleri vuruldu. B-2 bombardıman uçaklarının yer aldığı operasyonda İran hava savunması devre dışı bırakıldı.

İran, ABD’nin Katar’daki El Udeid Hava Üssü’nü hedef aldı. 3 füze isabet etti, 12 Amerikan askeri yaralandı. ABD, bu saldırının “açık savaş ilanı” olduğunu duyurdu. Pentagon yetkilileri, bölgedeki tüm üslerin kırmızı alarma geçirildiğini bildirdi.

BM Genel Sekreteri, “dünya savaşının eşiğindeyiz” uyarısı yaptı. Çin ve Rusya ise durumu fırsat bilerek diplomatik baskılarını artırdı. Tüm gözler artık İran, İsrail ve ABD’nin alacağı yeni adımlardaydı.

11. Gün – 23 Haziran 2025: Tam Savaş

Savaşın on birinci günü, şimdiye kadar görülmemiş ölçekte saldırılara sahne oldu. İran, 520 balistik füze ve 1.200 drone ile İsrail’e büyük çaplı saldırı başlattı. Tel Aviv, Hayfa, Bat Yam ve Netanya hedef alındı. İsrail’in Demir Kubbe ve Arrow savunma sistemleri büyük kısmını engelledi, ancak 170’ten fazla füze ve drone hedeflerine ulaştı.

İsrail, bu saldırılara 3 aşamalı misilleme planıyla karşılık verdi. İran’ın hava üsleri, karargahları ve nükleer altyapısı vuruldu. İran’da elektrik kesintileri yaşandı, internet bağlantısı çöktü.

Sivil kayıplar tarihi boyutlara ulaştı: İran’da 700’den fazla, İsrail’de 125 sivil hayatını kaybetti. Dünya genelinde kitlesel protestolar başladı. İnsan hakları örgütleri, taraflara acil ateşkes çağrısı yaptı.

 

En az 10 karakter gerekli
Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.


HIZLI YORUM YAP

300x250r
300x250r