Yaz aylarının yaklaşmasıyla birlikte İstanbul’da kene ısırığı vakalarında ciddi bir artış gözlemleniyor. 2025 yılı başından bu yana kent genelinde bildirilen kene ısırması vakası sayısı 7 bin 2’ye ulaştı. Bu vakaların 6 bin 165’i sadece nisan, mayıs ve haziran aylarında gerçekleşti. Uzmanlar, özellikle açık alanlarda ve kırsal bölgelerde zaman geçiren vatandaşlara önemli uyarılarda bulunurken, vücuda tutunan keneyle temas sonrası derhal sağlık kuruluşuna başvurulmasının hayati önem taşıdığı vurgulandı.
Kene vakalarının mevsimsel artış gösterdiği biliniyor. Özellikle ilkbahar ve yaz aylarında, doğayla temasın artmasıyla birlikte kene ısırmaları da sıklaşıyor. İstanbul’da görülen 7 bin 2 vakanın yaklaşık %88’i son üç ayda yaşanmış durumda. Bu veriler, sıcaklıkların artmasıyla birlikte kene popülasyonunun da hareketlendiğini ve insanlarla temasta bulunduğunu ortaya koyuyor.
Bu artış sadece sayısal değil, halk sağlığı açısından taşıdığı potansiyel tehlike bakımından da endişe verici. Çünkü her kene zararsız olmayabilir; bazı keneler ölümcül olabilen Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) virüsünü taşıyabiliyor.
Keneler, vücuda tutunduklarında genellikle fark edilmezler. Derinin hassas, kıvrımlı ve sıcak bölgelerini tercih ettikleri için kulak arkası, ense, koltuk altı, bel çevresi, diz arkası ve kasık gibi bölgelerde gizlenebilirler. Bu nedenle özellikle açık alanlardan dönen herkesin, çocuklar dahil olmak üzere, vücudunu detaylı bir şekilde kontrol etmesi gerekiyor.
Ayrıca açık renkli kıyafetler giymek, kenelerin fark edilmesini kolaylaştırırken; uzun kollu gömlekler ve pantolon paçalarının çorap içine sokulması gibi basit önlemler bulaşma riskini büyük ölçüde azaltabiliyor.
Vücuda yapışmış bir kene tespit edildiğinde, halk arasında sıkça uygulanan ama son derece tehlikeli bazı yöntemler var: kolonyayla bastırmak, sigara basmak, sabun veya deterjan dökmek gibi. Oysa bu yöntemler, kenenin daha fazla salgı üretmesine neden olarak, vücuda virüs bulaşma riskini artırıyor.
Bu nedenle, vücutta görülen bir kene asla ezilmemeli, üzerine kimyasal madde uygulanmamalı. Yapılması gereken en doğru hareket, keneyi mümkün olduğunca cilt yüzeyine yakın noktadan, steril bir cımbız veya uygun bir malzeme yardımıyla dikkatli bir şekilde çıkarmak ve hemen bir sağlık kuruluşuna başvurmaktır.
Kene ile temas edildiği fark edildiği anda, herhangi bir belirti oluşması beklenmeden sağlık kuruluşuna başvurmak gerekiyor. Çünkü taşıyıcı bir kene, KKKA gibi hayati risk taşıyan hastalıkların bulaşmasına neden olabilir ve bu hastalıklar çoğu zaman belirti göstermeden önce vücuda yayılabilir.
Kenenin vücuttan çıkarılmasında uzman sağlık personelinin müdahalesi, enfeksiyon riskini en aza indirmek açısından büyük önem taşıyor. Gecikmeden müdahale edilmesi durumunda bulaşıcı hastalıkların önüne geçilebiliyor.
Kene teması sonrası geçen ilk 10 gün, belirtilerin gözlenmesi açısından kritik bir süreçtir. Bu dönemde ortaya çıkabilecek halsizlik, yüksek ateş, kas ve baş ağrısı, iştahsızlık, mide bulantısı, kusma ve ishal gibi şikayetler ihmal edilmemeli ve en kısa sürede bir sağlık kuruluşuna bildirilmelidir.
Ayrıca, hasta kişiyle yakın temasta bulunan bireylerin de korunması gerekiyor. Bu kapsamda eldiven, maske ve koruyucu önlük gibi kişisel koruyucu ekipmanların kullanılması tavsiye ediliyor. Kene kaynaklı bulaşıcı hastalıkların bazı türleri, kan ve vücut sıvıları aracılığıyla da bulaşabildiği için, sadece kene ısıran kişinin değil, çevresindekilerin de tedbirli olması gerekiyor.
Doğa yürüyüşleri, piknik, tarım faaliyetleri ve hayvancılıkla uğraşmak gibi açık alanda geçirilen tüm aktiviteler sırasında şu önlemler alınmalı:
Uzun kollu kıyafetler tercih edilmeli
Pantolon paçaları çorap içine sokulmalı
Açık renkli giysiler giyilmeli
Her doğa dönüşü detaylı vücut kontrolü yapılmalı
Hayvanlarla temasta çıplak elle kan, doku ya da salgı teması kurulmamalı
İstanbul’da kene vakalarında artış yaşansa da şu ana kadar kent kaynaklı Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) vakası bildirilmedi. Ancak bu durum, riski ortadan kaldırmıyor. Çünkü KKKA hastalığı, ölüm oranı yüksek, bulaşıcı ve hızlı seyreden bir hastalık olarak biliniyor. Özellikle hayvancılıkla uğraşanlar, veterinerler, çobanlar ve kırsal bölgelerde yaşayanlar bu konuda çok daha fazla risk altında bulunuyor.
Sağlık otoriteleri, İstanbul’daki tüm sağlık kuruluşlarının kene vakalarına karşı gerekli hazırlıkları yaptığını, müdahale ekiplerinin hazır olduğunu belirtiyor. Ancak bu konuda en etkili savunma, halkın bilinçli olması. Herkesin bireysel sorumluluk bilinciyle hareket etmesi, yalnızca kendi sağlığını değil, toplum sağlığını da doğrudan etkiliyor.
Özellikle yaz aylarında kırsal alanlara yönelen aileler, çocuklarını bu konuda bilgilendirmeli, koruyucu kıyafetler tercih etmeli ve doğa dönüşü vücut kontrolünü ihmal etmemeli. Unutulmamalıdır ki, erken fark edilen bir kene vakası, büyük bir hastalığın önüne geçebilir.
Sonuç olarak; İstanbul’da artış gösteren kene vakaları, hafife alınmaması gereken bir halk sağlığı sorununu ortaya koyuyor. Doğru bilgi, bilinçli hareket ve zamanında sağlık kuruluşuna başvuru, bu görünmeyen ama ciddi tehlikeye karşı en büyük silahımız.
GENEL
11 gün önceGENEL
29 gün önceGENEL
14 Haziran 2025GENEL
14 Haziran 2025GENEL
14 Haziran 2025GENEL
14 Haziran 2025GENEL
14 Haziran 2025Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.