Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in, İran–İsrail çatışması bağlamında Moskova’nın bölgedeki askeri iş birliği yaklaşımını açıklaması dikkat çekti. Putin, Tahran’dan silah talebi gelmediğini belirtirken; gelişmiş hava savunma sistemleri teklifine de yanıt alınamadığını kaydetti. Bu açıklama, bölgesel dengeler ve uluslararası aktörlerin stratejileri bakımından önemli ipuçları taşıyor.
Putin’in ifadelerine göre, İran tarafı Rusya’dan herhangi bir silah sevkiyatı veya doğrudan askeri destek talep etmedi. Kremlin’in resmi açıklamasında, “İran bizden silah desteği istemedi” cümlesi, Moskova’nın isteğe hazır ancak talebe yanıt alamadığı mesajını içeriyor.
Rusya, İran’a S-300 ve S-400 gibi dünyanın en gelişmiş hava savunma sistemleri konusunda tekliflerde bulunmuştu. Putin, “Hava savunma sistemlerine de destek teklif ettik ama ilgilenmediler” diyerek, Tahran’ın bu teklifi değerlendirmediğini vurguladı. Bu durum, Tahran’ın jeopolitik çekinceler ya da mali yükümlülükler nedeniyle teklife sıcak bakmadığına işaret edebilir.
Sovyetler Birliği döneminden miras kalan ilişkiler, İran’ın dış politikasında hâlâ referans noktalarından biri. Moskova ile Tahran arasında enerji iş birlikleri ve diplomatik yakınlaşmalar, Soğuk Savaş’ın bitiminden sonra bile sürdü. Özellikle petrol ve doğalgaz projelerinde iş birliği, iki ülkenin stratejik ortaklığını perçinledi.
Rusya, İran’ın nükleer altyapısına sunduğu teknik destek ve enerji hatlarına yaptığı yatırımlarla Tahran’ı önemli bir partner olarak görüyor. Ticarette ruble-tümen takas sistemleri ve boru hattı projeleri, Moskova’nın Batı yaptırımlarına karşı İran’la dayanışma arayışını öne çıkarıyor.
S-300 ve S-400 sistemleri; yüksek menzil, çok katmanlı savunma ve modern radar altyapısıyla tanınıyor. İran’ın bu sistemleri konuşlandırması, İsrail ve Suudi Arabistan’ın hava üstünlüğü baskısını dengeleme potansiyeli taşıyor. Ancak Putin’in açıklaması, Tahran’ın bölgedeki tırmanış riskini gözeterek temkinli davrandığını gösteriyor.
Gelişmiş hava savunma sistemlerinin yüksek satın alma ve bakım maliyetleri, İran için ciddi bütçe yükü oluşturuyor. Ayrıca sistemlerin işletimi ve yedek parça tedariği, Batı’nın ek yaptırım tehditleriyle birleştiğinde Tahran’ı çekimser bırakmış olabilir. Bu faktörler, İran’ın teklife soğuk bakmasının ardındaki ekonomik ve siyasi nedenleri açığa çıkarıyor.
Washington yönetimi ve NATO müttefikleri, Moskova–Tahran hattındaki yakınlaşmayı kaygıyla izliyor. Putin’in açıklaması, Rusya’nın doğrudan silah sevkiyatından kaçındığı izlenimini güçlendirse de, bölgedeki diplomatik ve lojistik destek hamleleri Batı açısından risk unsuru olarak değerlendiriliyor.
Suudi Arabistan ve BAE: İran’ın bölgesel nüfuzunu dengelemek için Rusya ile stratejik temaslarını sürdürürken, Moskova’nın Orta Doğu politikasını dikkatle takip ediyorlar.
Putin’in “talep gelmedi” açıklaması, Moskova’nın çatışmayı tırmandırıcı adımlardan kaçındığının göstergesi. Ancak İran–İsrail gerilimi derinleştikçe Rusya, tekliflerini farklı biçimlerde yinelayabilir veya bölgedeki müttefiklerine diplomatik destek sunmayı sürdürebilir.
Ortadoğu’da güç dengesi, askeri iş birliği ve ittifak ağlarındaki değişimlerle şekillenecek. Rusya, hem Çin hem de bölgesel aktörlerle iş birliğini genişleterek alternatif güvenlik mimarilerine zemin hazırlayabilir. İran’ın bu dinamiklerde hangi pozisyonu tercih edeceği, çatışmanın seyrini doğrudan etkileyecek.
Vladimir Putin’in açıklamaları, Moskova’nın hem askeri hem diplomatik kanalları açık tuttuğunu ancak İran’ın bu tekliflere şimdilik mesafeli yaklaştığını gösteriyor. İran–İsrail savaşı bağlamında Rusya’nın rolü, gelecekteki hamleleri ve bölgedeki stratejik ortaklıkları, uluslararası güvenlik dengeleri açısından belirleyici olmaya devam edecek.
EKONOMİ
8 gün önceGENEL
24 gün önceGENEL
28 Haziran 2025GENEL
28 Haziran 2025GENEL
28 Haziran 2025GENEL
28 Haziran 2025GENEL
28 Haziran 2025