Türk futbolunda gerilim bitmek bilmiyor. Adana Demirspor’un Galatasaray karşısında sahadan çekilmesi, başkan Murat Sancak’ın sert açıklamaları ve sonrasında yaşanan tartışmalar, futbol dünyasında büyük yankı uyandırdı. Olayın yankıları sürerken, futbolun temel değerleri ve yönetim anlayışı da tekrar masaya yatırılmaya başlandı.
Adana Demirspor, Galatasaray ile oynanan maçın 34. dakikasında sahadan çekildi. Bu karar, sahada yaşanan olaylar ve hakem kararlarına karşı bir tepki olarak alındı. Başkan Murat Sancak, yaptığı açıklamalarda bunun doğrudan Galatasaray’a yönelik bir hareket olmadığını, esas hedefin Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) ve Merkez Hakem Kurulu (MHK) olduğunu belirtti. Ancak maçın hakem kararlarıyla gerilimin tırmandığı ve Adana Demirspor’un tepkisini sert bir şekilde ortaya koyduğu görüldü.
Sancak’ın açıklamalarına göre, Galatasaray’ın penaltıya ihtiyacı olmadığı halde bu şekilde avantaj sağlaması, futbolun adalet sistemine gölge düşüren bir gelişmeydi. Yabancı VAR hakemlerinin de bu yapının bir parçası olduğunu iddia eden Sancak, futbol sistemindeki çarpıklıkları vurguladı.
Olayın en çok tartışılan noktalarından biri ise Okan Buruk’un, Adana Demirspor oyuncusu Yusuf Barasi’ye küfür ettiği iddiasıydı. Murat Sancak, Buruk’un “S… git” diyerek oyuncusuna hakaret ettiğini ileri sürdü. Okan Buruk ise bu iddiayı tamamen reddetti ve gerçek dışı olduğunu belirtti. Ancak futbol sahalarında teknik direktörler ile oyuncular arasında zaman zaman gerilimler yaşanması olağan bir durum. Burada esas soru şu: Gerçekten Okan Buruk böyle bir söz söyledi mi, yoksa bu bir algı operasyonu muydu?
Bu tür olayların sıkça yaşandığı futbol dünyasında, teknik direktörlerin ve oyuncuların iletişim biçimi çok önemlidir. Eğer Buruk gerçekten böyle bir hakarette bulunduysa, bunun kesinlikle cezasız kalmaması gerekir. Ancak kanıt olmadan da bir teknik direktörün suçlanması, futbol camiasında yeni bir kriz yaratabilir.
Bu yaşanan olay sadece bir maç içindeki gerilimle sınırlı değil. Asıl mesele, Türk futbolunun uzun yıllardır çözülmeyen kronik sorunlarıdır. Murat Sancak’ın da belirttiği gibi, Anadolu kulüplerinin büyük kulüpler karşısında sürekli haksızlığa uğradığına dair ciddi bir algı var. Büyük takımların devlet destekleriyle finansal sıkıntılarının giderilmesi, borçlarının yapılandırılması gibi konular Anadolu takımları tarafından sık sık eleştiriliyor. Peki gerçekten bu iki büyük kulüp Türk futboluna zarar mı veriyor, yoksa sistemdeki yapısal sorunlar nedeniyle mi bu algı oluşuyor?
Sancak’ın açıklamalarında vurguladığı bir diğer nokta da futbolun sadece Galatasaray, Fenerbahçe ve Beşiktaş’tan ibaret olmadığı gerçeğiydi. Türk futbolu, üç büyük kulüp etrafında dönüyor ve medya da genellikle bu takımları merkeze alarak yayın politikalarını şekillendiriyor. Anadolu kulüplerinin seslerini duyurmakta zorlanması, futbolun gelişimini sekteye uğratıyor.
Adana Demirspor’un sahadan çekilmesine neden olan olaylardan biri de VAR hakemiyle ilgiliydi. Murat Sancak, VAR hakeminin yabancı olmasına rağmen belli bir yapı tarafından yönlendirildiğini iddia etti. Aslında, Türkiye’de VAR sisteminin geldiği noktada halen tartışmalar devam ediyor.
VAR sisteminin futbolun adaletini sağlama konusunda bir çare olup olmadığı bile artık sorgulanıyor. Özellikle Süper Lig’de verilen tartışmalı penaltılar, iptal edilen goller ve hakemlerin kararlarına yönelik güvenin azalması, futbol kamuoyunda ciddi bir rahatsızlık yaratıyor. Adana Demirspor’un yaşadığı olay da aslında bu sistemin işleyişine duyulan güven eksikliğini bir kez daha ortaya koyuyor.
Murat Sancak’ın yaptığı açıklamalarda asıl hedefin TFF ve MHK olduğu açıkça görülüyor. Türk futbolunda yönetimsel problemler uzun yıllardır devam ediyor. Hakem kararlarının tutarsızlığı, MHK’nin tarafsızlık konusunda soru işaretleri oluşturması ve federasyonun krizleri yönetme becerisinin sorgulanması, futbolun daha büyük bir çıkmaza girmesine sebep oluyor.
Murat Sancak’ın sözleri futbol camiasında önemli bir tartışma başlattı. TFF’nin bu olaya nasıl bir yanıt vereceği ve Adana Demirspor’un sahadan çekilmesiyle ilgili nasıl bir karar alacağı büyük bir merak konusu. Eğer bu durum, kulüplerin haklarını daha iyi savunabileceği bir reform sürecine evrilirse, Türk futbolu için büyük bir kazanç olabilir. Ancak olay sadece birkaç açıklamayla geçiştirilirse, bu gibi krizlerin yaşanmaya devam edeceği açık.
Bu olayın sonuçları Türk futbolunu nasıl etkileyecek? Önümüzde birkaç ihtimal var:
Genel olarak, bu olay sadece Adana Demirspor-Galatasaray maçıyla sınırlı kalmayan, Türk futbolundaki yapısal problemlerin bir yansımasıdır. Eğer bu sorunlara köklü çözümler getirilmezse, benzer krizlerin yaşanması kaçınılmaz olacaktır. Futbolun doğasında rekabet, mücadele ve adalet vardır. Ancak eğer adalet duygusu zedelenirse, bu sporun ruhu büyük yara alır. Şimdi gözler TFF’nin ve futbol otoritelerinin nasıl bir tutum sergileyeceğinde.
SPOR
1 gün önceSPOR
1 gün önceGENEL
3 gün önceGÜNDEM
6 gün önceGENEL
12 gün önceGÜNDEM
12 gün önceGENEL
14 gün önce
Penaltı sonrası izlemeyi kapattım
O penaltı verilmemeliydi
Bence doğru karar o penaltıdan sonra sahada kalmaları anlamsızdı.