News
Türkiye Eurofighter aldı mı?
Türkiye, Milli Muharip Uçak KAAN hizmete girene kadar hava muharebe gücünü artırmak için Eurofighter Typhoon savaş uçaklarını satın alma sürecinde sona yaklaştı. İngiltere öncülüğünde yürütülen görüşmelerde, Türkiye’nin Eurofighter’ın en yeni modeli Tranche 4’ü alacağı belirtiliyor. İlk teslimatın 2028’den önce gerçekleşmesi bekleniyor.
Bu gelişme, Türkiye’nin hava kuvvetlerini güçlendirme stratejisinin bir parçası olarak görülüyor. Daha önce İngiltere Hava Kuvvetleri filosundaki eski Tranche 1 modellerinin yerine, en yeni modelin tercih edilmesi teknolojik açıdan önemli bir kazanım olarak değerlendiriliyor.
Türkiye 40 Adet Eurofighter Alacak
Türkiye’nin Eurofighter alım planına ilişkin iki kritik bilgi öne çıkıyor. İlk olarak, toplamda 40 adet Eurofighter Typhoon alınması hedefleniyor. Ancak bu uçakların tek pilotlu, çift pilotlu veya geliştirilmekte olan Tranche 5 modeli olup olmadığı netlik kazanmış değil. Şu anda en son model Tranche 4 olsa da, geliştirilmekte olan Tranche 5’in de gelecekte değerlendirilebileceği belirtiliyor.
Tranche 5’in ilk teslimatının 2030’da Almanya’ya yapılacağı biliniyor. Türkiye’nin bu modele yönelip yönelmeyeceği ise zamanla netleşecek. Ancak Tranche 4 alımıyla bile hava kuvvetlerinin önemli bir modernizasyon hamlesi yapacağı kesin.
Eurofighter Teslimatı 2-3 Yıl İçinde Başlayacak
İkinci önemli nokta, uçakların teslimat sürecinin oldukça hızlı ilerleyeceği. Türkiye, en yeni Eurofighter modelini F-16 Block 70’lerden bile önce alabilir. Eğer her şey planlandığı gibi giderse, 2028’in ilk aylarında veya daha da erken bir tarihte bu uçaklar envantere katılabilir.
ABD ile F-16 Block 70 modeli için yapılan anlaşmanın tamamlanması ve Eurofighter Tranche 4 anlaşmasının da yakın zamanda duyurulması bekleniyor. Türkiye, bu süreçte hem F-16 Block 70 hem de Eurofighter Typhoon ile hava gücünü ciddi anlamda güçlendirecek.
İngiltere ile Askeri İşbirliği Genişliyor
Türk Hava Kuvvetleri Komutanı Hava Orgeneral Ziya Cemal Kadıoğlu, geçen hafta İngiltere’ye giderek Eurofighter modellerini yerinde inceledi. Kraliyet Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Sir Richard Knighton’ın davetlisi olarak gerçekleşen ziyaret sonrası, tedarik sürecinin hızlandığı belirtiliyor.
Görüşmelerde sadece Eurofighter alımı değil, İngiltere’den askeri nakliye uçağı temini, KAAN projesinde işbirlikleri ve savunma sanayii alanındaki ortak projeler de gündeme geldi. İngiltere Savunma Bakanı ve Genelkurmay Başkanı daha önce Baykar Teknoloji’yi ziyaret etmiş ve çeşitli işbirliği planları üzerine çalışmıştı.
Özellikle Eurofighter alımı, Türkiye ve İngiltere arasındaki savunma sanayi işbirliğini güçlendiren önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.
ABD ve Avrupa ile Savunma İşbirliği Güçleniyor
Türkiye, savunma sanayinde son yıllarda büyük atılımlar yaparak Batılı ülkelerle daha sağlam ilişkiler kurmaya başladı. Özellikle Baykar Teknoloji’nin dünya İHA pazarındaki liderliği, İtalya’dan Piaggio’yu satın alması ve İspanya ile savunma sanayii alanında güçlü işbirlikleri yapması, Avrupa ülkelerinin Türkiye’ye olan ilgisini artırdı.
ABD’den F-16 Blok 70 alım paketinin içinde AMRAAM AIM-120C-8 füzelerinin de bulunduğu biliniyor. Eurofighter paketi ise Yunanistan’ı tedirgin eden Meteor hava-hava füzelerini içeriyor. Ayrıca ROKETSAN’ın hava savunma sistemlerindeki başarısı da Türkiye’nin savunma projelerindeki elini güçlendiriyor.
Türkiye, F-16 savaş uçaklarının modernizasyonunu ABD’ye bağımlı kalmadan TUSAŞ çatısı altında gerçekleştirme kararı aldı. Daha önce ABD’den 79 adet modernizasyon kiti alınması planlanırken, son yapılan değişiklikle bu ihtiyacın TUSAŞ tarafından karşılanacağı ve böylece ciddi bir maliyet tasarrufu sağlanacağı açıklandı.
Tüm bu gelişmeler, Türkiye’nin Batılı ülkelerle tedarik sürecinde daha olumlu bir hava yakaladığını gösteriyor. 2 yıl önce Batılı ülkelerden savaş uçağı ve hava savunma sistemi tedarikinde ciddi sıkıntılar yaşanırken, bugün bambaşka bir tablo ortaya çıkmış durumda.
Eurofighter Typhoon ve Airbus Konsorsiyumu
Eurofighter Typhoon, Avrupa’da İngiltere, Almanya, İspanya ve İtalya’nın ortaklığında Airbus tarafından üretiliyor. Türkiye’nin bu uçakları tedarik etmesi, bu dört ülke ile savunma sanayii işbirliğini güçlendirmesi açısından da stratejik bir hamle.
Ayrıca Türkiye, İngiltere Hava Kuvvetleri’ne ait 12 adet Lockheed Martin üretimi C-130 Super Hercules askeri kargo uçağının alımı için de görüşmelerini sürdürüyor. Bu konuda da olumlu gelişmelerin yakında duyurulması bekleniyor.
Avrupa Savunma Sanayinde Güçlerini Birleştiriyor
Geçtiğimiz hafta Airbus CEO’sunun Toulouse’daki toplantısında, Avrupa ülkelerinin savunma ve uzay alanında güçlerini birleştirme konusunda yeni adımlar attığı görüldü. Airbus üst yönetimi, Thales ve Leonardo ile uzay birleşmesi görüşmelerinin MBDA Avrupa füze projesine benzer bir girişime dönüşmesinden memnuniyet duyduklarını açıkladı.
Özellikle ABD ile Avrupa arasındaki savunma sanayii rekabeti, Avrupa’yı daha güçlü işbirliklerine yönlendiriyor. Türkiye de bu sürecin içinde savunma sanayindeki başarısıyla önemli bir oyuncu haline geliyor.
Airbus CEO’su Guillaume Faury, Avrupa’nın ABD’den daha iyi teknolojilere sahip olduğunu ancak ölçek ekonomisi sorunları nedeniyle başarılı olamadığını belirterek, güçlerini birleştirmeleri halinde bu engelleri aşacaklarını ifade etti.
Türkiye’nin Eurofighter alımı, hava savunma sistemleri ve gelecekteki uzay projeleri konusunda Avrupa ile daha fazla işbirliği yapacağını söylemek yanlış olmaz. Savunma ve havacılık alanındaki bu yakınlaşma, iki taraf için de kazan-kazan durumu yaratıyor.
Sonuç: Türkiye İçin Yeni Bir Dönem Başlıyor
Türkiye, hava kuvvetlerini güçlendirme stratejisinde büyük bir dönüşüm yaşıyor.
- 40 adet Eurofighter Typhoon Tranche 4 alımı
- ABD’den F-16 Block 70 ve AMRAAM füzeleri tedariki
- TUSAŞ’ın F-16 modernizasyon sürecini üstlenmesi
- İngiltere’den C-130 askeri nakliye uçakları temini
- Milli Muharip Uçak KAAN’ın geliştirilmesine yönelik işbirlikleri
Tüm bu gelişmeler, Türkiye’nin hava gücünü modernize ederken savunma sanayiinde Batılı ülkelerle işbirliğini güçlendirdiğini gösteriyor. Eurofighter alımı, sadece askeri kapasite açısından değil, Türkiye’nin Avrupa ile savunma ve havacılık alanında daha sağlam ortaklıklar kurması açısından da stratejik bir hamle olarak öne çıkıyor.
