Türkiye’de otomobil fiyatlarının seyri, uzun süredir hem tüketicilerin hem de sektör temsilcilerinin yakından takip ettiği bir konu. Pandemi sonrası yaşanan arz-talep dengesizlikleri, döviz kurundaki dalgalanmalar, yüksek enflasyon ve artan vergi yükü gibi etkenler, otomobil fiyatlarını ciddi ölçüde yukarı çekti. 2024’ün son çeyreği itibarıyla yaşanan kısa süreli fiyat durağanlığı ise 2025’e girerken yeni bir artış dalgasının gelip gelmeyeceği sorusunu gündeme taşıdı. Peki, 2025 yılında Türkiye’de araç fiyatları artacak mı? İşte detaylı bir analiz…
Türkiye otomotiv pazarının büyük oranda ithalata dayalı olması, döviz kurunu araç fiyatları üzerinde doğrudan etkili kılıyor. Özellikle Euro ve Dolar kurundaki artışlar, doğrudan ithal araç fiyatlarını etkilerken, yerli üretim yapan markalar da parça tedarikinde büyük ölçüde dövize bağımlı olduğu için maliyet baskısı hissediyor.
2025 yılına girilirken Merkez Bankası’nın sıkı para politikası döviz kurunu bir miktar dizginlemiş olsa da, küresel piyasalarda yaşanan belirsizlikler ve iç politik riskler, kurda yeni yükseliş dalgalarının yaşanma olasılığını artırıyor. Bu durum da araç fiyatlarının yeniden yukarı yönlü hareket etmesi ihtimalini güçlendiriyor.
Yüksek enflasyon ortamı, hem üretim hem de satış maliyetlerini artıran bir başka önemli etken. 2024 yılında yüzde 70’e dayanan enflasyon oranı, 2025’te de etkisini sürdürüyor. Üreticiler, artan maliyetleri fiyatlara yansıtmak zorunda kalıyor.
Buna ek olarak, Türkiye’de araç fiyatlarını belirleyen en önemli unsurlardan biri de ÖTV (Özel Tüketim Vergisi). Yüksek vergilendirme politikaları, özellikle orta ve düşük gelir grubundaki vatandaşlar için otomobil alımını neredeyse imkânsız hale getiriyor. 2025 yılı itibarıyla ÖTV matrahlarının güncellenip güncellenmeyeceği belirsizliğini korurken, yeni bir artış olmaması dahi reel fiyatların artmasını engellemiyor. Çünkü araçların liste fiyatı arttıkça, otomatik olarak daha yüksek vergi dilimlerine giriliyor.
Pandemi sonrası yarı iletken krizi, ham madde tedarik sorunları ve lojistik maliyetleri nedeniyle üretimde yaşanan sıkıntılar, dünya genelinde otomobil fiyatlarını yükseltti. 2023 ve 2024’te bu krizler kısmen azalsa da, özellikle elektrikli araçlara geçiş süreci yeni maliyet kalemlerini ortaya çıkardı.
Avrupa ve Çin başta olmak üzere birçok ülke, içten yanmalı motorlardan elektrikli araçlara geçişi hızlandırırken, Türkiye bu geçişe henüz sınırlı şekilde adapte olabildi. Ancak Avrupa’dan gelen ikinci el elektrikli araç akını ve yerli üretici TOGG’un pazardaki payını artırması, piyasada yeni bir denge arayışına yol açıyor. Bu değişken yapı, fiyatların daha da öngörülemez hale gelmesine neden oluyor.
2024’te otomobil satışlarında görülen düşüşte, krediye ulaşım zorluğunun etkisi büyük. Merkez Bankası’nın faiz artırımları ile birlikte taşıt kredisi faizleri %50’lere kadar çıktı. Bu durum, özellikle sıfır araçlara olan talebi azalttı. Ancak üretim de sınırlı düzeyde kaldığı için ciddi bir fiyat düşüşü yaşanmadı.
2025 yılında kredi musluklarının biraz daha gevşetilmesi ya da kamu bankalarının sübvanse edilmiş kredi paketleri açıklaması durumunda, araç talebinde yeniden bir hareketlenme bekleniyor. Bu da beraberinde fiyatların yukarı yönlü baskı altına girmesine yol açabilir.
Sıfır araç fiyatlarındaki artış, ikinci el piyasasına olan ilgiyi artırdı. Özellikle 3-5 yaş arası araçlar, birçok tüketici için daha ulaşılabilir hale geldi. Ancak burada da fiyatlar neredeyse sıfır araçlarla yarışır noktaya geldi. 2025’in ilk çeyreğinde ikinci el araçlarda görülen yatay seyir, talebin sınırlı olmasından kaynaklanıyor. Ancak yaz aylarına doğru düğün sezonu ve tatil hazırlıklarıyla birlikte hareketlenme bekleniyor.
Tüm veriler birlikte değerlendirildiğinde, Türkiye’de araç fiyatlarının 2025 yılı boyunca artış eğilimini sürdüreceği öngörülüyor. Bu artış, ani sıçramalarla değil; kademeli ve istikrarlı bir şekilde gerçekleşecek gibi görünüyor. Döviz kurunun seyri, enflasyonun kontrol altına alınıp alınamayacağı, vergi politikalarında yapılacak düzenlemeler ve kredi koşulları, bu süreçte en belirleyici başlıklar olacak.
Otomobil sahibi olmayı planlayanlar için zamanlama oldukça kritik. Erken davranmak, artan maliyetlerden kaçınmak adına avantaj sağlayabilir. Ancak fiyat artışlarının devam edeceği gerçeği göz önüne alındığında, otomobil alımının artık sadece bir ihtiyaç değil, aynı zamanda yatırım aracı olarak da değerlendirildiği bir döneme girildiği söylenebilir.
EKONOMİ
8 gün önceGENEL
24 gün önceGENEL
27 Haziran 2025GENEL
27 Haziran 2025GENEL
27 Haziran 2025GENEL
27 Haziran 2025GENEL
27 Haziran 2025Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.