Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), Kongo Demokratik Cumhuriyeti’nin kuzeybatısında, henüz tanımlanamayan bir virüs nedeniyle en az 50 kişinin hayatını kaybettiğini açıkladı. Salgının, yarasa eti tüketen bir çocuktan yayılmaya başladığı bildirildi.
Salgının 21 Ocak’ta başladığı belirtilirken, DSÖ verilerine göre şu ana kadar 419 vaka tespit edildi. Bu vakalardan 53’ü ölümle sonuçlanırken, hastalığın ölüm oranı yüzde 12.49 olarak hesaplandı. Karşılaştırma yapmak gerekirse, Covid-19’un küresel ortalama ölüm oranı yüzde 3.14’tü.
Yetkililer, hastalığın yayılma hızına dikkat çekerek halkı önlemler konusunda uyardı. Özellikle kırsal bölgelerde yaban hayvanlarının tüketiminin yaygın olması, virüslerin insanlara geçişini kolaylaştıran faktörlerden biri olarak gösteriliyor.
Salgının ilk olarak Boloko kasabasında görüldüğü bildirildi. İlk vakanın, yarasa eti yedikten sonra 48 saat içinde hayatını kaybeden bir çocuk olduğu ifade ediliyor. Çocuğun ölümünden sonra hızla yayılan hastalığın, hem Covid-19 hem de Ebola gibi ciddi salgınlarla benzerlikler taşıdığı ancak yapılan testlerde Ebola ve Marburg virüslerine rastlanmadığı belirtildi.
Kanamalı ateş benzeri semptomlara yol açan hastalığın, bazı vakalarda sıtma ile birlikte seyrettiği saptandı. Henüz tam olarak tanımlanamayan bu hastalık, bilim insanlarını harekete geçirirken, hastalığın genetik yapısının detaylı incelenmesi için uluslararası laboratuvarlarla iş birliği yapıldığı açıklandı.
Uzmanlar, vahşi hayvan tüketiminin ve doğal yaşam alanlarına insan müdahalesinin, yeni salgın hastalıkların ortaya çıkma riskini artırdığını vurguluyor. Yarasa, kemirgen ve primatlar gibi hayvanların tüketilmesi, zoonotik hastalıkların yayılmasına neden olabiliyor.
Ebola, SARS ve Covid-19 gibi hastalıkların da hayvanlardan insanlara geçtiği düşünüldüğünde, bu tür salgınların tekrar yaşanmasının kaçınılmaz olduğu belirtiliyor. DSÖ yetkilileri, Kongo Demokratik Cumhuriyeti’nde kontrol önlemlerinin artırılması gerektiğini ve enfekte bölgelerde karantina uygulamalarının sıkılaştırılmasının önemli olduğunu ifade ediyor.
Henüz teşhisi konulamayan bu hastalık, halk sağlığı açısından küresel bir tehdit oluşturabilir mi? Bilim insanları, virüsün yayılma hızını ve bulaşıcılığını belirlemek için çalışmalarını sürdürüyor. DSÖ ve diğer uluslararası sağlık kuruluşları, hastalığın ne olduğu ve nasıl kontrol altına alınabileceği konusunda detaylı araştırmalar yapıyor.
Salgının önlenmesi için bölgede sağlık taramalarının artırılması, hastaların izole edilmesi ve yerel halkın bilinçlendirilmesi büyük önem taşıyor. Uzmanlar, özellikle vahşi hayvan tüketiminin azaltılması gerektiğini ve bu konuda halk sağlığı politikalarının gözden geçirilmesi gerektiğini vurguluyor.
Kongo Demokratik Cumhuriyeti’nde ortaya çıkan bu hastalık, bilim dünyasında büyük yankı uyandırdı. Eğer hastalık insandan insana hızlı bir şekilde bulaşabiliyorsa, küresel bir salgına dönüşme riski taşıyor olabilir. Ancak şu an için bu tür bir yayılımın olup olmadığı netlik kazanmış değil.
Dünya, Covid-19 salgınından çıkarken, yeni bir pandeminin eşiğinde olup olmadığımız sorusu akıllarda. Bilim insanları, bu tür hastalıkların erken teşhis edilmesinin ve hızlı müdahale edilmesinin hayati önem taşıdığı konusunda hemfikir. Kongo’daki bu salgının seyrini izlemek, sadece Afrika için değil, dünya için de kritik bir süreç olacak.
GENEL
23 gün önceGENEL
27 gün önceSPOR
16 Mart 2025SPOR
16 Mart 2025GENEL
16 Mart 2025GÜNDEM
16 Mart 2025GENEL
16 Mart 2025